KAHVALTI MESELESİ
Son dönemlerde ortaya çıkan popüler beslenme akımlarından birisi de hepimizin bildiği gibi kahvaltının atlanması yönünde. Ancak bunun hangi bilimsel veriye dayanarak söylenildiği ise tam bir muamma.

Kahvaltı, daha doğrusu günün ilk öğünü bizim tüm günümüzü belirleyen en önemli faktör. Kahvaltı yapıp yapmamamız ve hatta kahvaltı da ne yediğimize göre günün devamındaki enerjimiz, konsantrasyonumuz, iş/okul verimliliğimiz ve hatta akşam yemeğinde yediğimiz yemeğin içeriği ve porsiyonuna kadar her şeyi etkiliyor. Çünkü güne sağlam ve doğru bir yakıtla başlamak çok önemli. Eğer güzel bir kahvaltı ile güne başlarsanız gün ortasında işlerin en yoğun olduğu ve yorgunluğun çöktüğü öğle saatlerinde konsantrasyon kaybı yaşamayız. Öğün atlama ihtiyacı duymayız ve en önemlisi akşam saatlerinde tatlı krizi yaşamayız.
Bir çok kişi gün içindeki tatlı krizlerini yorgunluğa, tatlı sevmesine veya şeker düşmesine bağlasa da aslında en büyük sebeplerinden birisi ya sabah kahvaltı yapmaması, ya da sabah karbonhidrat içeriği yüksek simit, poğaça veya bisküvi gibi besin değeri düşük bir kahvaltı yapması ya da su içmemesi oluyor.
Kahvaltının ne zaman yapılması gerektiği ise kişiye bağlıdır. Uyandıktan sonra 4 saati çok geçmeyecek şekilde (aralıklı oruç durumu hariç ) kahvaltınızı yapabilirsiniz. Çünkü bazı kişiler uyanır uyanmaz kahvaltı yapmayı severken bazıları uyanınca hemen bir şey yemek istemeye bilir ve ikisi de çok normal.
Beslenmede düzenli saatler oturtmak çok önemli. Bu yüzden en önemli öğün olan kahvaltıyı lütfen atlamayın.